Paylaş
Bize Danışın
Blog

20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü

Her canlının sahip olduğu yaşam döngüsü gibi kemiklerimizin de vücudumuz içerisinde bir yaşam döngüsü vardır. Bu döngü, kemik dokunun şekillenmesi sürecinde yıkım ve yeniden yapımı kapsayan kemik metabolizmasıyla gerçekleşir. Üstelik bu süreç yaşam boyu devam eder. Yaşamın ilk dönemlerinde kemik yapımı daha fazla gerçekleşir. İleri yaşlarda, eski kemik dokusunun yıkımı, yeni kemik yapımına göre daha fazladır. Orta yaşlarda ise ulaşacağınız en yüksek kemik yoğunluğuna ulaşmış olursunuz. Kemik dokusunun yapım ve yıkım süreçlerindeki dengenin bozularak yıkımın daha fazla olması, kemik yoğunluğundaki azalma ve kırılganlığın artması nedeniyle osteoporoz gelişir. Osteoporoz toplumda kemik erimesi olarak anılsa da, bu doğru bir terim değildir. Kemik yoğunluğunun azalması kemik erimesi değildir, zayıflayıp, kolay kırılabilir hale gelmesidir. 

Osteoporoz, oldukça yaygın görülen bir sağlık sorunudur. Dünya genelinde 50 yaş ve üzeri her 3 kadından 1’i ve her 5 erkekten 1’i osteoporoz sonucu kemiklerde kırılma riski altındadır. Bu nedenle her yıl 20 Ekim osteoporozun önlenmesi, teşhisi ve tedavisi konusunda farkındalık yaratmak için Dünya Osteoporoz Günü olarak düzenlenir. Bu özel günde farkındalık yaratmak ve bilinçlenmek için, kemik sağlığı hakkında bazı bilgileri sizler için derledik…

Erken yaşlarda kemik gelişimi

Yaşamın ilk 20 yılında vücutta yeni kemik oluşumu gerçekleşir ve bu süreçte kemik yapımı, yıkımından daha hızlıdır. Ergenlik döneminin sonlarında, kemik oluşumunun büyük çoğunluğu gerçekleşmiş olur. 20 yaşına kadar çoğu kadında kemik yoğunluğunun %98’inin oluşumu tamamlanır. Bundan sonraki 10 yıl içinde kemik yapımı yavaşlar, ancak yine de yıkım olayından daha fazla yapım gerçekleşir. 30 yaşına gelindiğinde çoğu erkek ve kadın en yüksek kemik yoğunluğuna ulaşır. İdeal ve sağlıklı bir hayat sürdüğünüz taktirde, yaşamınızın erken dönemlerinden başlayarak güçlü kemiklere sahip olursunuz.

Sağlıklı bir yaşam için geç kaldığınızı düşünebilirsiniz. Ancak kemiklerinizi korumak adına sağlıklı alışkanlıklar benimsemek ve uygulamak için asla geç değildir.

Osteoporoz kimlerde daha sık görülür?

Osteoporoz ve kemik kırılganlığının artmasındaki en önemli faktörlerden biri kemik yoğunluğudur. Kemik yoğunluğunun ulaşacağı en üst nokta kişiden kişiye değişir. Genetik özellikler, yaşam tarzı ve sağlık koşullarının tümü, toplamda oluşacak kemik yoğunluğunu belirler. Kemik yoğunluğunu etkileyen faktörlerden bazıları şöyledir:

Cinsiyet, genetik: Genel olarak, kemik yoğunluğu erkeklerde kadınlara göre %30 daha yüksektir. Sarışın ve beyaz tenlilerde de daha sık görülebilmektedir. Genetik özelliklere bağlı olarak da kemik yoğunluğu, kemik metabolizması ve kemik kaybı farklılıklar gösterebilir.

Diyet: Yaşamın erken döneminde edinilen beslenme alışkanlıkları, ileri yaşlarda kemik sağlığını etkileyen önemli bir faktördür. Araştırmalar, çocukluk ve ergenlik döneminde daha fazla kalsiyum ve D vitamini içeren gıdalarla beslenen kadınların yetişkinlikte daha yoğun ve güçlü kemiklere sahip olduğunu gösteriyor. Gerekli miktarda kalori tüketmek de kemik sağlığı açısından hayati önem taşır. Yeme bozuklukları (anoreksi ve bulimia gibi) nedeniyle vücut yağ oranı azaldığında kadınlarda menstrüasyon döngüsü (adet kanaması) desteklenemezse, kemikler zarar görür ve osteoporoz gelişme riski artar.

Egzersiz: Düzenli yapılan ağırlık kaldırma egzersizleri, yüksek kemik yoğunluğunun elde edilmesine katkı sağlar. Ağırlık kaldırma ve diğer dayanıklılık antrenmanları, koşma, yürüme, aerobik, futbol, ​​basketbol, ​​jimnastik, tenis ve golf gibi sporlar yüksek kemik yoğunluğu için yapılacak aktivitelere örnektir. Bununla birlikte, kadınlarda aşırı derecede egzersiz ve antrenman yapmak östrojen hormon seviyelerinin düşmesine, amenore oluşmasına (adet kanaması olmaması) ve sonunda da kemik kaybına neden olabilir. Bu durum özellikle genç dansçılar, sporcular, uzun mesafe koşucuları ve jimnastikçiler arasında yaygındır.

İlaçlar: Bazı ilaçların uzun süreli kullanımı da kemik kaybına neden olabilir. Tiroid bezi hastalıklarında fazla miktarda kullanılan sentetik tiroid hormonları kemikleri zayıflatabilir. Astımı ve bağışıklık hastalıklarını kontrol etmek için alınan kortizon, meme ve prostat kanserlerini tedavi etmek için kullanılan ilaçlar kemik gücünü azaltabilir. Her türlü ilaç tedavisinde olduğu gibi, bu ilaçları kullanırken de doktor kontrolü altında olunması bu yan etki riskini azaltacaktır. Ayrıca, organ naklinden sonra verilen bazı ilaçlar da kemik kaybını hızlandırabileceğinden, bu ameliyatları geçiren kişilerde osteoporoz gelişme riski daha fazladır.

Orta ve ileri yaşlarda kemik sağlığı

Kadınlarda kemik yoğunluğu, menopoz başlangıcına kadar genellikle sabit kalır. Ancak birçok kadında, menopozdan  hemen önceki yıllarda östrojen seviyeleri düşmeye başladığında, kemik dokusu da bozulmaya başlayabilir. Menopozdan sonraki 5-7 yıl boyunca, kadınlar kemik mineral yoğunluklarının %20’sini kaybedebilirler.

Genellikle erkeklerin kemik yoğunluğu kadınlardan daha fazladır. Erkeklerde androjen hormonu seviyeleri daha kademeli olarak düştüğü için, kemik kaybı genellikle erkeklerde 50’li yaşların sonunda başlar ve daha yavaş ilerler. Bununla birlikte sağlık durumu ve yaşlanmanın genel etkileri kemik kaybının hızını ve miktarını etkiler. 65-70 yaşlarında, erkekler ve kadınlar aynı oranda kemik kaybeder, ancak kadınlarda osteoporoz her yaşta görülmektedir.

Osteoporoz, nedene bağlı olarak birincil ve ikincil osteoporoz şeklinde sınıflandırılır;

Birincil osteoporoz

Birincil osteoporoz terimi, menopoz veya yaşlanma gibi normal bir fizyolojik sürecin sonucu olan, hastalığın en yaygın şeklini tanımlamak için kullanılır.

Menopoz: Kadınlarda menopoz döneminde östrojen hormon seviyelerinin düşmesine bağlı olarak hızlı kemik kaybı oluşabilir. Tipik olarak bu kemik kaybı, menopozun ilk birkaç yılında hızlıdır ve sonra sabit bir şekilde ilerler.

Yaşlanma: Yaşlanma ile birlikte gelişen kemik kaybı da osteoporoza yol açabilir. Bu durumda kemik kaybı genellikle 75 yaş ve sonrasında açığa çıkar. Yaşlanmayla birlikte gelen başka olumsuz durumlar da söz konusu olabilir; kemik oluşumunda yavaşlama, dolaşımdaki kalsiyum düzeyinde azalma, D vitamini emiliminde azalma, gibi.

İkincil Osteoporoz

İkincil osteoporoz terimi, tıbbi bir durum, hastalıktan veya belirli ilaçların kullanımından kaynaklanan osteoporozu tanımlar. Çeşitli hormonal bozukluklar, böbrek yetmezliği, uzun süre kortizon benzeri ilaçların kullanımına bağlı gelişen osteoporoza, ikincil osteoporoz denir.

Bazı faktörler kemikleri, kırıklara yol açabilecek zayıflamaya karşı daha savunmasız kılar. Bu risk faktörlerinden bazıları kontrol edilemez. Diğerleri, nispeten basit yaşam tarzı değişiklikleri ile değiştirilebilir.

Osteoporozda kontrol edemeyeceğiniz risk faktörleri nelerdir?

Bu faktörleri değiştiremeyecek olsanız da, bunlar hakkında bilgi sahibi olmanız, doktorunuzla birlikte kemik sağlığınız için doğru adımları atmanıza  yardımcı olabilir.

Cinsiyet: Çeşitli nedenlerden dolayı kadınlar erkeklerden daha fazla risk altındadır, fakat erkeklerde de osteoporoz görülebilir.

Yaşlanma: Yaşlanma kaçınılmazdır ve özellikle kadınlar için daha yüksek osteoporoz riski demektir.

Genetik faktörler: Sahip olduğunuz genetik özellikler de osteoporoz görülme riskini büyük ölçüde etkiler. Birinci dereceden aile üyelerinde (ebeveynler, kardeşler) osteoporoza bağlı kırık görülenler daha büyük risk altındadır.

Soy: Kafkasyalı ve Asyalı kadınlar, daha yüksek osteoporoz riskiyle karşı karşıyadır, çünkü kemikleri Afrikalı, Güney Amerikalı kadınlardan daha ince olma eğilimindedir.

Kontrol Edebileceğiniz Risk Faktörleri Nelerdir?

Eğer kemik kaybı teşhisiniz varsa, kemiklerinizin gücünü mümkün olduğu kadar korumak için aşağıdaki bilgileri göz önünde bulundurmak isteyebilirsiniz:

Kalsiyum ve D vitamini eksikliği: Yetersiz kalsiyum alımı, kanda düşük kalsiyum seviyelerine yol açar. Vücut, bu eksikliği kemiklerden kalsiyum alarak telafi eder ve bu da kemikleri zayıflatır. Ayrıca vücudunuzun kalsiyumdan yararlanabilmesi için D vitaminine ve özellikle cildinizin güneşe maruz kalmasına gereksinimi vardır. Ağızdan ve gıdayla alınan D vitamini yeterince emilemediğinden katkısı zayıf kalır, halbuki cildimizde güneş ışığı altında üretilen D vitamininin biyoyararlanımı yüksektir.

Hareketli olmayan bir yaşam tarzı: Dinlenme halindeyken kemik oluşumu yavaşlar. Fiziksel olarak aktif olduğunuzda ise kas ve kemiklerde güçlenme olur. Egzersiz yapan kişilerin dengesi de daha iyi olduğu için düşme ve buna bağlı kırık oluşma riski de daha az olur. Yapılan araştırmalar, fiziksel olarak aktif bir yaşam sürmenin omurga veya kalçada kırık olma riskini %30-50 oranlarında azaltabileceğini göstermiştir.

Sigara içmek: Sigara içenlerde kemik kaybı, içmeyenlere göre daha hızlı olma eğilimindedir. Sigara içmek hem kalsiyum emilimini engeller hem de kemikleri korumada rolü olan östrojen miktarını azaltabilir.

Aşırı alkol tüketimi: Alkol tüketimi kemik sağlığınızı olumsuz etkileyebilir. Alkol, vücudun D vitamininden yararlanma yeteneğini etkiler. Ayrıca kemik oluşumunu engellediği, vücutta kalsiyum ve magnezyum kayıplarını arttırdığı da görülmektedir.

İlaçlar: Kemik kaybına neden olan belirli ilaçları alan kişiler, osteoporoz için daha büyük risk altında olabilir. Bir rahatsızlığınız varsa veya kemik yoğunluğunu etkilediği bilinen bir ilaç kullanıyorsanız, kemiklerinizi sağlıklı tutmak için hangi neler yapmanız gerektiğini doktorunuza danışabilirsiniz.

Kadınlarda osteoporoz riski

Kadınlarda kemik erimesi gelişme olasılığı erkeklere göre daha fazladır, çünkü kemikleri genelde daha küçük ve ince yapılıdır. Kadınlarda kemik kayıpları daha erken yaşta başlar ve hızlı gerçekleşir. Östrojen kemik kaybını yavaşlatarak kemikleri koruduğu için, menopoz dönemindeki veya ameliyatla erken menopoza girmiş kadınlarda osteoporoz riski daha fazladır.

Erkeklerde osteoporoz riski

Osteoporoz bir “kadın hastalığı” değildir. Kemik kaybı kadınları daha genç yaşta ve daha çok etkilese de, erkekler de düşük kemik yoğunluğu ve ardından gelebilecek kırıklar açısından önemli risk altındadır. Ulusal Osteoporoz Vakfına göre, dünyada her yıl yaklaşık 80.000 erkek kalça kırığı yaşıyor. 75 yaşın altındaki erkeklerde osteoporoz geliştiğinde, bunun nedeni genellikle altta yatan bir sağlık sorunudur. Ayrıca, hormon seviyesi düşük erkeklerin kalça kırığı yaşama olasılıkları daha fazladır.

Ulusal Osteoporoz Vakfı, kadınların 65 yaşından itibaren, erkeklerin ise 70 yaşından itibaren kemik yoğunluğunu ölçmek için Kemik Dansitometresi (DEXA) testini yaptırmalarını önermektedir.

Tüm uzmanların üzerinde hemfikir olduğu bir konu vardır: Osteoporoz genellikle kadınlarda görülse bile, erkekler de kadınlar için önerilen yaşam tarzı önerilerini takip ederek kemiklerini korumalıdır.

Osteoporoz Ciddi Bir Sorundur!

Dünya genelinde 50 yaş ve üzerindeki her 3 kadından 1’i ve her 5 erkekten 1’i osteoporoz sonucu oluşan kırık riski altındadır. Osteoporoza bağlı omurga kırıkları kalıcı ağrılara ve bazı hastalarda boy kısalmasına da neden olur. Osteoporoz omurları veya omurga kemiklerini etkilediğinde, genellikle eğik veya kambur bir duruşa yol açar. Omurga dışında osteoporoza bağlı kırıklar en çok, el bilek ve kalça bölgesinde görülmektedir. Kalça kırıkları özellikle yaşlı hastalarda ciddi bir sorun olup kimi zaman yaşamsal risk oluşturmaktadır.

Her yıl 20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü, osteoporozun önlenmesi, teşhisi ve tedavisi konusunda küresel farkındalık yaratmaya adanmış bir gündür. Bu özel gün, osteoporozu ve kırıkları önlemeyi küresel bir sağlık önceliği haline getirmeyi amaçlamaktadır.

Farkındalık Yaratmak

Dünya üzerindeki pek çok kişi osteoporozun ve risk faktörlerinin farkında bile değildir. Dünya Osteoporoz Günü, bu konuda toplumu bilgilendirmek için harika bir fırsattır. Bugün kemik sağlığının herkes için ne kadar önemli olduğunu, güçlü kemiklerin sağlıklı bir yaşam demek olduğunu çevrenize anlatmanın tam zamanı!

Kemik eklem kas rahatsızlıklarınız için Op. Dr. Kayhan Turan ve uzman ekibimize danışabilir, kemik sağlığınızı korumada ilk adımı atabilirsiniz. Sorularınız için bize ulaşın.

Unutmayın, osteoporoz önlenebilir bir kemik hastalığıdır!

Randevu için tıklayınız

Kayhan Turan

Op. Dr. Kayhan Turan, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanıdır. Uzmanlık alanları arasında Robotik Protez Cerrahisi, Eklem Protezi, Artroskopik Cerrahi, Regeneratif Ortopedi ve Spor Ortopedisi bulunmaktadır. Aynı zamanda, Robotik Ortopedi Cerrahi Derneği'nin (ROCD) başkanı ve İstanbul Atlas Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Bursa'daki Robotik Ortopedi Cerrahi Merkezi ile Turan Turan Sağlık Grubu'nun medikal direktörüdür.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu